20 Haziran 2022 Pazartesi

Soytarılara makam verirseniz, Malatya’yı sirke çevirirler!..12

 

Fuhuş için bile araya siyasetçi giriyorsa, bu memlekette asayiş sorunu bitmez

 


Çok uzun bir vakit olmadı…

Malatya’da siyasi kimlikli birileri fuhuşta yakalanıyor…

Kimliği “siyasetçi” olunca, araya kocaman kocaman bir “siyasetçi” giriyor…

Utanmadan, sıkılmadan aranması gereken yerleri arıyor; “Bizim arkadaşımız fuhuştan yakalandı, yardımcı olunuz”

Konu kapanıyor.

Evet, bu olay Malatya’da yaşandı.

Ondan sonra sen Emniyetten asayiş olayını bitirmesini bekle…

Önce siyasetçiler şu “kirli adamlarını piyasadan çeksin”

 

 

***

 

Malatya’da bir siyasetçi!..

“Fuhuş benzeri” olaydan yakalandı.

Birlikte siyaset yaptığı herkes biliyor durumunu.

Sonra bu adam siyasette önemli basamaklar atladı.

“Siyasetçi” kimliği ile il protokolünün tüm üst düzey yöneticileri ile fotoğraf verdi, olmadı bakanlarla fotoğraf çektirdi.  

Böyle bir adamın önünü siyaset kesmezse, polis ne yapsın, Adliye ne yapsın?

Elbette adam ondan sonra açıp daire müdürlerini azarlayacak kadar yoldan çıkar.

Malatya’nın asayişi için önce siyasetçiler çevresini temizlesin.

 

 

***

 

Malatya’da “bazı bürokratlar” var.

Sokakta gezen 100 kişiye sorun, 99 kişi “yaramaz” der, 1 kişi ise tanımaz.

Bu adamlar makamlarda oturduğu sürece memlekette hırsızlık suçu, asayiş sorunu biter mi?

 

 

***

 

Haraçtan yakalanan olursa, siyasetçi Emniyeti ve Adliyeyi aramasın.

Kurşunlamadan yakalanınca, siyasetçi Emniyeti ve Adliyeyi aramasın.

Tetikçilikten yakalanınca, siyasetçi Emniyeti ve Adliyeyi aramasın.

Çok ama çok mühim; uyuşturucudan yakalanan olursa, siyasetçi Emniyeti ve Adliyeyi aramasın.

Bazı siyasetçiler Malatya’da olmasa, hatta hiç gelmezse, Malatya’da gerçekten asayiş sorunu sıfıra iner.

Bu da demektir ki, Malatya’nın asayiş sorunlarının biride bazı siyasiler!..

 

***

 

 

Beydağı’nın başında boş alanda silah sıkmakla, şehrin merkezinde Kışla Caddesinde silah sıkmak aynı değildir.

Ama bu ayrımı yapamayanlar memlekette hakim olmuş, karar veriyor.

Silahla adam yaralıyor, bazı hakimler “adam ölmemiş” diye serbest bırakıyor, sanki adam ölse hakim cenazeye katılacak.

Yanında veya evinin önünde “balon patlasa” hemen tutuklatacak olan bazı hakimler, nedense memleketin göbeğinde kurşun sıkanları çay ısmarlayacak duruma geliyor.  

Ve bir Malatya’da konuşuyor bunları…

27 Nisan 2022 Çarşamba

Malatya bürokrat hikayeleri… (2)


 


-1 gün kalıyor, 3 gün gösteriyor!..  Hırsızlığın hırsızı olmak!..

 

 

 

“Gidiyorum Malatya’ya, 1 gün kalıyorum, 3 gün kalmış gibi gösteriyorum.”

Dinleyen hayret içinde kaldı...

Çinmisin, inmisin, nasıl oluyor?

Anlatır durumu, sonradan görme bürokrat müsveddesi…

“Ben çok akıllıyım, yanımda 4-5 tane elbise gezdiriyorum.  Her elbiseyi değiştirdiğimde kurumun farklı noktasında fotoğraf çektiriyorum. Her elbiseye ayrı bir nokta seçiyorum. Bu zekamla ben bakan bile olurum.”

Bürokrat müsveddesi, kişilik ve karakterini övünerek anlatırken, gülme krizine girdi. O esnada hamile kadın geçse, bürokratın gülmesi karşısında korkudan düşük yapardı.

Dinleyen kahkaha atarak konuştu; “Sen bu zekanla saadet zinciri kursan Merkez Bankasına borç para bile verirsin.”

Bürokrat müsveddesi hınzır hınzır tekrar güldü “Saadet zinciri kurmuş olmasaydım 1 günde 4-5 elbisecik değiştirebilirmiydim” dedi.

 

 

Hırsızlığın hırsızı olmak!..

 

Malatya’da bir kurum….

O kurumda bir yönetici…

O yöneticinin yanında “Emir eri Ramazan” misali  çalışanlar

Aynen “Ali babanın çitliği” misali…

 

Ne diyordu o çocuk şarkısında;

“Ali babanın bir çiftliği var

Çiftliğinde inekleri var

"Möö möö!" diye bağırır..”

 

Bu çocuk şarkısını Malatya’daki o kurumda değiştirmişler;

“Yöneticinin bir çiftliği var

Çiftliğinde hırsızları var

Paraaaa, paraaaa  diye bağırırlar..”

 

İşte o kurumun yöneticisinin yakınındaki birisi uzaklaştırılır…

Kurumda dedikodu yayılır; “kurum yöneticisinin paracıklarını aşırmış”…

 

Miktar 1 milyon TL’ye yakın bir para…

O kurum yöneticisinin bu kadar nakit parası olmayacağına göre; hangi parayı götürdü?

O kurumun parası çekmeceye bile konulmayacağına göre, o para hangi para?

Sonra konuya yakın olanlar dedi ki; “Çamur atıyorlar”

Sonra eklediler; “Kurum yöneticisi alavere dalavere işlerinden tırtıkladığı paraların bir kısmını biriktirmesi için eş ortağından gizlice cincisine veriyordu. Paraların eksikliği ortaya çıkınca cin çarpmasın diye çamur başka bir çalışana atıldı.”

 

Hırsızın hırsızı bir durum…

28 Şubat 2022 Pazartesi

Sahtekarlığın bilimsel icadı -1



Hikaye bu…

Kuruma eleman alınacak.

Alınması belli olan elemana rakip çıkmaması için, her şeyin “bankamatikten para çeker gibi” yada “tereyağından kıl çeker gibi” olması gerekiyor.

Bunun için “bilimsel” çalışılması gerekiyor.

Kurumun yöneticisi talimat veriyor, “Türkiye’de hiç bilinmeyen, şeytanın aklına bile gelmeyecek bir konu belirleyin, renkli yazıcıdan çıktısını çıkartın imzalayın, adı ‘sertifika’ olsun.”

Ardından ikinci talimatını veriyor, “Sertifikacık kağıdını şu kadro verdiğim elemana verin imzalasın, imzalamasa, hemen görev yerini değiştirin.”

 

Yazıcıdan fiyakalı bir renkli sertifika çıkartılıyor, imzalanıyor, iş resmiyete dökülsün diye de olmamış eğitim kursu yapılmış gibi döner sermayeye para yatırılıyor.

Dünyanın en büyük bilim üniversitelerinin diplomalarının fiyakaları bu “naylon” sertifikanın yanında bozuk para gibidir!.

Çerçeveletilip duvara asılsa duvar çatlar sertifikanın güzelliğinden.

 

Sonra ilan yayınlanıyor…

İlana; “Türkiye’de bilinmeyen bir konuda ikincisi bulunmayan sertifikaya sahip olmak” şartı isteniyor.

Aslında ilan için başvuracak bir sürü namuslu vatan evladı vardır, ama ortada istenen o sertifika sadece 1 kişide vardır.

Bir kişi başvurmuştur ve özel sertifika çıkartılan eleman artık iş sahibi olmuştur.  

 

İş, tereyağından kıl çeker gibi, pardon bankamatikten para çeker gibi, ya da cüzdana para koyar gibi, hatta kayısı kutusundan para taşınır gibi rahat bir şekilde çözülmüştür.

 Yönetici şeytanlığını yapmıştır.

 

Sormuşlar “Şeytanın aklına bile gelmeyen sertifika işini icat eden” yöneticiye; “Bu sahtekarlığı yaparken hesap vereceğini hiç mi düşünmedin?”

 

Gülerek cevap vermiş; “Atadıkları yönetici sahtekarlık yapıyor diye beni hiç görevden alırlar mı?”

Yönetici rahatlığına, vurdum duymazlığına devam ederek; “Benim hakkımda muhalefette konuşamaz, çünkü onların da adamlarını aynı şekilde aldım” demiş.

 

Yönetici ardından bir kahkaha patlatmış, ardından ağzı yamuk bir şekilde konuşmuş; “Başkente de bana karışamazlar, o hediyeleri boşuna mı dağıttım sanıyorsunuz?”

 

Hikaye bu…

Sonra gülerek; hiçbir şekilde etkilenmediği, kendisinin mağduru olmadığı muhafazakar insanların büyük mağduriyet yaşadıklarını söyledikleri bir kara dönemle ilgili ağıt yakmaya gitmiştir. Aynen gazeteye “Düğünde oynanır, cenazede ağlanır” ilanı veren ekibin profesyonel bir üyesi olarak…

 

İyiki hikaye bu, ya birde gerçek olsa!..

7 Şubat 2022 Pazartesi

MTÜ Rektörünün “İntihaline” suçüstü!..

 

























MTÜ Rektörünün “İntihaline” suçüstü!..

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut’un kaleme aldığı “Adalet Kavramında Eğitimin Rolü” başlıklı makalesinin 1’i Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşması metnindeki bölüm olmak üzere 11 ayrı bilimsel akademik çalışmadan hiçbir kaynak belirtilmeden ve atıf yapılmadan direk alınıp birleştirilerek yayınlandığı ortaya çıktı. Makalenin altında kaynaklar olmadığı gibi, makalenin içeriğinde de kaynak numarası eklenmediği de görüldü. Öyle ki üniversitenin ve rektörün kendi sosyal medyasından da fotoğraflanarak yayınlanan makale de kaynakların yazılması unutulmuş olsa bile 903 sözcükten oluşan makalenin yarıdan fazlasını oluşturan 591 sözcük başkalarına ait bilimsel  akademik çalışmalardan alınmış durumda. Bazı bilimsel akademik çalışmaların “özet” kısmının girişi bile “kes, kopyala yapıştır mantığı” ile direk makaleye eklenmiş.

 

-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını da kaynak belirtmeden makalesine eklemiş…

Rektörün kaynak belirtilmeyen makalesindeki “Geçmişten bugüne isimleri tarihe altın harflerle kazınan devlet yöneticilerine, mücadele insanlarına baktığımızda hepsinin de en başta gelen vasfının adalet konusundaki hassasiyeti olduğunu görüyoruz. İnsanlığa ışık tutan filozofların önemli bir kısmı da adaleti erdemlerin en şereflisi, milletlerin gıdası olarak tarif etmektedirler.” Şeklindeki paragraf

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 1 Eylül 2020 tarihindeki 2020-2021 Adli Yıl Açılış Töreni’nde Yaptıkları konuşmada yer alıyor. Ancak makalede bu alıntının o konuşmadan alındığı belirtilmemiş.

 

-Cumhurbaşkanlığı ve YÖK Başkanı görsün diye de etiketlemiş…

 

903 sözcükten oluşan makalenin 591 sözcüğünü başkalarına ait bilimsel akademik çalışmalardan kaynak  göstermeden kendi yazısıymış gibi altına imza atarak yayınlayan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun bay Karabulut, yayınlanan yazısının fotoğraflı küpürünü ve yazının internet uzantısını sosyal medyasında yayınlayarak, bu başarısının Cumhurbaşkanlığı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından görülmesi için bu kurum ve kişilerin sosyal medya hesaplarının da etiketlendiği görüldü.

 

 

TÜM BİLİM DÜNYASINA YORUMSUZ OLARAK SUNUYORUZ…

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut’un imzası ile https://www.akademikakil.com/adalet-kavraminda-egitimin-rolu/aysunbykrblt/ sitesinde yayınlanan ve fotoğraflanarak rektörün ve üniversitenin sosyal medya hesapların da yayınlanan “Adalet Kavramında Eğitimin Rolü” başlıklı makalede yer alan paragraflar ile o paragrafların 7 Şubat 2022 tarihinden önce yayınlanmış olan akademik ve bilimsel çalışmalardaki halleri 11 belge halinde şu şekilde:

 

 

BELGE -1

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022-)

Adalet, insanlık tarihinin önemli kavramlarındandır ve zengin bir tarihsel gelişim sürecine sahiptir. Bundan dolayı çok farklı tanımlarla ifade edilebilir. Adalet bir toplumda değer, ilke ve erdemlerin hayata geçirilmiş olması durumudur, en yüce, nesnel ve mutlak bir değerin anlatımı olarak insanın davranışını ahlaki açıdan inceleyen ve eleştiren bir düşünce biçimidir.

Feyzullah EZER -Sami ÇELİK- (Fırat Üniversitesi / Türkiye’de Adalet Eğitimi ve Adalet Meslek Yüksekokulları Öğretim Programlarının Değerlendirilmesi / Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi -2015):

Adalet, insanlık tarihinin önemli kavramlarındandır ve zengin bir tarihsel gelişim sürecine sahiptir. Bundan dolayı çok farklı tanımlarla ifade edilebilir. Adalet bir toplumda değer, ilke ve erdemlerin hayata geçirilmiş olması durumudur.  Adalet en yüce, nesnel ve mutlak bir değerin anlatımı olarak insanın davranışını ahlaki açıdan inceleyen ve eleştiren bir düşünce biçimidir.

 

BELGE -2

 

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022-)

Türk hukuk sisteminin bütün boyutlarıyla daha sağlıklı işletilebilmesi ve sosyal yaşamda adaletin sağlanmasında adalet eğitimi son derece önemlidir. Bu öneme binaen Türkiye’de adalet eğitimi, lkokuldan başlamakta ve yükseköğretime kadar sürmektedir. Genellikle değerler eğitimi içerisinde işlenen adalet konusuna ek olarak, Milli Eğitim Bakanlığı, programlara yönelik dersler de ekleme çabasındadır.

Ancak hukuk sisteminin sağlıklı işleyişinde tek başına adalet eğitimi yeterli olmayıp; bu sistemi işletecek profesyonel elemanların yetiştirilmesi de çok önemlidir.

 

 

Feyzullah EZER -Sami ÇELİK- (Fırat Üniversitesi / Türkiye’de Adalet Eğitimi ve Adalet Meslek Yüksekokulları Öğretim Programlarının Değerlendirilmesi / Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi -2015):

Türk hukuk sisteminin bütün boyutlarıyla daha sağlıklı işletilebilmesi ve sosyal yaşamda adaletin sağlanmasında, adalet eğitimi son derece önemlidir. Bu öneme binaen Türkiye’de adalet eğitimi, ilkokuldan başlamakta ve yükseköğretime kadar sürmektedir. Genellikle değerler eğitimi içerisinde işlenen adalet konusuna ek olarak, Milli Eğitim Bakanlığı, programlara yönelik dersler de ekleme çabasındadır.

Ancak hukuk sisteminin sağlıklı işleyişinde tek başına adalet eğitimi yeterli olmayıp; bu sistemi işletecek profesyonel elemanların yetiştirilmesi de çok önemlidir.

 

BELGE -3

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022-)

Eğitim kurumlarında verilen adalet eğitimi öncesinde tabi ki temel adalet eğitimi ailede başlıyor. Adalet insan hayatının her safhasını kuşatan, hayatın her anında insanın karşısına çıkan toplumun huzur ve mutluluğunu etkileyen son derece önemli bir unsurdur. Bu nedenle toplumda adil davranma ve hakka riayet takdir edilmekte, tersi ise olumsuz tepki doğurmaktadır. Hak ve tabiri değişiklik gösterebilir.

 

Süleyman Karacelil  (Adıyaman Üniversitesi / Ailede Adalet Eğitimi / https://arastirmax.com/ 2013)

Adalet insan hayatının her safhasını kuşatan, hayatın her anında insanın karşısına çıkan toplumun huzur ve mutluluğunu olumlu ya da olumsuz etkileyen son derece önemli bir unsurdur. Bu nedenle toplumda adil davranma ve hakka riayet takdir edilmekte, tersi ise olumsuz tepki doğurmaktadır.

 

BELGE - 4

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022-)

Eğitim bilimini diğer alanlardan farklı kılan önemli unsurlardan biri de eğitimin “insan” ile ilgilenmesi ve “insanı” ele almasıdır. Bu nedenle diğer “yönetim” alanları ile kıyaslandığında “eğitim yönetimi” alanında da bir farklılık olacaktır. Bunun yanında eğitim yönetimi kavramı eğitimin tüm unsurları ile ilgilidir.

 

Mehmet Küçükçene - İsmail Aydoğan (Kırıkkale Üniversitesi / Eğitim Yönetiminde Adaletin Önemi ve Gerekliliği Üzerine Bir İnceleme / Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi / 2018)

Eğitim bilimini diğer alanlardan farklı kılan önemli unsurlardan biri de eğitimin “insan” ile ilgilenmesi ve “insan”ı ele almasıdır. Bu nedenle diğer “yönetim” alanları ile kıyaslandığında “eğitim yönetimi” alanında da bir farklılık olacaktır. Bunun yanında eğitim yönetimi kavramı eğitimin tüm unsurları ile ilgilidir.

 

BELGE -5

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022-)

 

Adaletin hukuksal olduğu kadar düşünsel bir boyutu da vardır. Adaletin açık bir biçimde belirlenememesi ve belirsiz ve göreli olması, adaletin insanların değer yargılarından ileri gelmesindendir.

 

 

Mehmet Küçükçene - İsmail Aydoğan (Kırıkkale Üniversitesi / Eğitim Yönetiminde Adaletin Önemi ve Gerekliliği Üzerine Bir İnceleme / Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi / 2018)

Adaletin hukuksal olduğu kadar düşünsel bir boyutu da vardır. Adaletin açık bir biçimde belirlenememesi ve belirsiz ve göreli olması, adaletin insanların değer yargılarından ileri gelmesindendir.

 

 

BELGE -6

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022)

 

Geçmişten bugüne isimleri tarihe altın harflerle kazınan devlet yöneticilerine, mücadele insanlarına baktığımızda hepsinin de en başta gelen vasfının adalet konusundaki hassasiyeti olduğunu görüyoruz. İnsanlığa ışık tutan filozofların önemli bir kısmı da adaleti erdemlerin en şereflisi, milletlerin gıdası olarak tarif etmektedirler.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (2020-2021 Adli Yıl Açılış Töreni’nde Yaptıkları Konuşma / 1 Eylül 2020)

 

Geçmişten bugüne isimleri tarihe altın harflerle kazınan devlet yöneticilerine, mücadele insanlarına baktığımızda hepsinin de en başta gelen vasfının adalet konusundaki hassasiyeti olduğunu görüyoruz. İnsanlığa ışık tutan filozofların önemli bir kısmı da adaleti erdemlerin en şereflisi, milletlerin gıdası olarak tarif etmektedirler.

 

BELGE -7

 

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022)

 

Hukuk geçmişten beri adaletle çeşitli şekillerde ilişkilendirilmiştir. Her şeyden önce, insanlar hukuka genellikle adalet beklentisiyle bakarlar.

 

Prof. Dr. Mustafa Erdoğan (İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi / Hukuk, Hukukun Üstünlüğü ve Adalet / 2016)

Hukuk öteden beri adaletle çeşitli şekillerde ilişkilendirilmiştir. Hukukun adaletle ilişkisi en başta gündelik dilde standart bir tema olarak karşımıza çıkmaktadır. Her şeyden önce, insanlar hukuka genellikle adalet beklentisiyle bakarlar.

 

BELGE -8

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022

Tarih boyunca bütün toplumlarda hukuk bir şekilde var olagelmiştir. Hukukun işlevlerinin ve işlevler arasındaki münasebetin tam olarak bilinmesi ve değerlendirilmesi, onun mahiyetini anlama için olduğu kadar, başarılı bir hukuk uygulaması için de önem taşımaktadır. Hukukçular tarafından hukukun değişik işlevleri olduğu ortaya konmuştur. Bu işlevlerin sayısı kimi yazarlar tarafından çoğaltılmak1a birlikte bunların adaleti gerçekleştirme, düzen kurma ve sosyal ihtiyaçları karşılama gibi başlıklar altında toplanabileceği söylenebilir. Bu nedenledir ki hukuk, adalete yönelmiş bulunan bir toplumsal yaşam düzeni olarak da tanımlanmıştır.

Doç. Dr. Adnan Koşum (Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi / Hukuk İşlevleri Arasındaki Zıtlık ve Adaletin Üstünlüğü Bakamından İslam Hukuku / 2006)

Tarih boyunca bütün toplumlarda hukuk bir şekilde var olagelmiştir. Hukukun işlevlerinin ve işlevler arasındaki münasebetin tam olarak bilinmesi ve değerlendirilmesi, onun mahiyetini anlama için olduğu kadar, başarılı bir hukuk uygulaması için de önem taşımaktadır. Hukukçular tarafından hukukun değişik işlevleri olduğu ortaya konmuştur. Bu işlevlerin sayısı kimi yazarlar tarafından çoğaltılmak1a birlikte bunların adaleti gerçekleştirme, düzen kurma ve sosyal ihtiyaçları karşılama gibi başlıklar altında toplanabileceği söylenebilir. Bu nedenledir ki hukuk, adalete yönelmiş bulunan bir toplumsal yaşam düzeni olarak da tanımlanmıştır.

 

BELGE -9

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022)

 

Hukuk literatüründe de sık sık “hukukun asıl amacının adalet” olduğu, hukukun genel olarak adalet vaat ettiği belirtilir. Hatta, adaletsiz bir hukuk sisteminin ancak hayal dünyasında var olabileceği söylenmiştir.  

Ayrıca, Waldron’ın da hatırlattığı gibi hukuk sistemleri kendi yapılarıyla ilgili olarak sık sık “adalet” kelimesine başvururlar.

Pek çok ülkede bir “Adalet Bakanlığı” vardır. Bir suçun kovuşturulması ve cezalandırılmasıyla ilgili olarak “ceza adaleti sisteminden söz ederiz.

 

Oğuz Doğan (Afyon Kocatepe Üniversitesi / ortaokul 6. Sınıf Öğrencilerinin Hukuk ve Adalet Kavramlarına İlişkin Algılarının İncelenmesi / Yüksek Lisans Tezi -2020)

 

Hukuk literatüründe hukukun asıl amacının adalet olduğu, hukukun genel olarak adalet vaat ettiği veya hukukun bizatihi adalet vaadi olduğu, “adalete yönelmeyen bir hukuktan söz etmenin anlamı” olmadığı, hukukun “normlarında adalet değerini yansıtması” gerektiği vb. belirtilir

Ayrıca adaletsiz bir hukuk sisteminin yalnız hayal dünyasında olabileceği söylenmiştir. 

Bunun yanında Waldron’ın anımsattığı gibi hukuk sistemlerinin kendi yapılarıyla alakalı sık sık adalet kelimesini kullanırlar.

Örneğin, birçok ülke bir Adalet Bakanlığına sahiptir. Bir suçun kovuşturulması ve cezalandırılması ile ilgili ceza adaleti sisteminden bahsedebiliriz.

 

 

BELGE -10

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022)

 

Esasen, hukuk kelime kökü itibariyle adaletle ilişkilidir. Hukuk kelime anlamı olarak “haklar” demektir, hak ise dilimizde doğruluk ve haklılıkla ilişkili bir kavramdır.

 

Prof. Dr. Mustafa Erdoğan (İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi / Hukuk, Hukukun Üstünlüğü ve Adalet / 2017)

 

Esasen, hukuk kelime kökü itibariyle adaletle ilişkilidir. …  Hukuk kelime anlamı olarak “haklar” demektir, hak ise dilimizde doğruluk ve haklılıkla ilişkili bir kavramdır.

 

BELGE -11

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022)

 

Toplumda adalet duygusunun oluşmasına ve korunmasına neden olan bağımsız yargı, aynı zamanda çağın yönetim biçimi olan “hukuk devleti” olgusunun da olmazsa olmaz koşuludur. Anayasamız Cumhuriyetimizi, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlamıştır. Bu bağlamda, hukuk devleti “tüm eylem ve işlemleri hukuka ve anayasa kurallarına uyan devlet” demektir. Devletin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyecek kurum da bağımsız yargıdır. Yargı bağımsız ve yargıç güvenceli olmalıdır ki, devletin yasama ve yürütme erklerinin hukuk dışı işlemlerini hukuk içine çekebilsin, hukuk içinde tutabilsin.

 

Av. Özdemir Özok ( Türkiye Barolar Birliği / Neden Bağımsız Yargı? / TBB Dergisi, Sayı 60, 2005)

Toplumda adalet duygusunun oluşmasına ve korunmasına neden olan bağımsız yargı, aynı zamanda çağın yönetim biçimi olan “hukuk devleti” olgusunun da olmazsa olmaz koşuludur. Anayasamız Cumhuriyetimizi, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlamıştır. Bu bağlamda, hukuk devleti “tüm eylem ve işlemleri hukuka ve anayasa kurallarına uyan devlet” demektir.

Devletin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyecek kurum da bağımsız yargıdır. Yargı bağımsız ve yargıç güvenceli olmalıdır ki, devletin yasama ve yürütme erklerinin hukuk dışı işlemlerini hukuk içine çekebilsin, hukuk içinde tutabilsin.

 

BELGE -12

Aysun Bay Karabulut (Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü / Adalet Kavramında Eğitimin Rolü / https://www.akademikakil.com / 7 Şubat 2022)

 

Her kurum ve yapının bir parçası olması gereken adalet, asıl amacı insan yetiştirmek olan eğitim kurumlarında ön planda tutulması gereken bir olgudur. İnsanlar, çoğunlukla okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar hayatının büyük bir bölümünü eğitim kurumlarında geçirmektedir. Geçirilen bu süre şüphesiz kişinin karakterinin şekillenmesine ve hayatında önemli bir role sahip olmasına neden olacaktır.

 

 

Mehmet Küçükçene - İsmail Aydoğan (Kırıkkale Üniversitesi / Eğitim Yönetiminde Adaletin Önemi ve Gerekliliği Üzerine Bir İnceleme / Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi / 2018)

 

Her kurum ve yapının bir parçası olması gereken adalet, asıl amacı insan yetiştirmek olan eğitim kurumlarında ön planda tutulması gereken bir olgudur. İnsanlar, çoğunlukla okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar hayatının büyük bir bölümünü eğitim kurumlarında geçirmektedir. Geçirilen bu süre şüphesiz kişinin karakterinin şekillenmesine ve hayatında önemli bir role sahip olmasına neden olacaktır.


1 Şubat 2022 Salı

Soytarılara makam verirseniz Malatya'yı sirke çevirirler - 9

 

 


Burhan KARADUMAN

Sonuçta hikaye bu…

Hikaye şöyle başlıyor…

Üst yönetici çağırmıştır, emir kulu alt yöneticisini…

“Para lazım, kurumu soyalım. Ama öyle bir soygun olsun ki, kimse ayıkmasın”

Bu nasıl bir giriş diyeceksiniz, utanması olmayan insanlar her türlü kepazeliği yapmaya kadirdir.

Emir kulu alt yönetici ellerini büyük bir mutluluk içinde birbirine vurur, “Hemen soyalım, hemen çalalım. İki sana bir bana” der, elleri birbirine “çak, çak” yaparlar.

Gözleri çakmak çakmaktır.

Her ikisi de mutlu, her ikisi de mesuttur.

Böyle bir psikolojik durumu dünyanın tüm bilim adamları bir araya gelsen çözemezler.

 

*

 

Karar verilmiş, soygun başlamıştır.

Öyle bir soygun ki silahla, topla, tüfekle, yapılmış bir soyun değil…

Beynelmilel soyguncular bunu öğrense mesleği bırakırlar…

Kalemle, makamla yapılmış bir soygun....

Faturaya göre, boya badana, tamirat yapılmış, ama duvara bir fırça değmemiştir.

Faturaya göre; bakım -onarım yapılmış, ama onarım için bir mala değmemiştir duvarlara.

Faturaya göre; bakım-onarım yapılmış, HTS kayıtlarına göre orada bir Allah’ın kulu görünmemektedir.

Faturaya göre; büyük onarım yapılmış, SSK kayıtlarına göre o bakım ve onarımda çalışan bir işçi olmamış…

Faturaya göre; bakım onarım yapılmış, malzeme çıkışı olan dükkandan o kuruma malzeme girişi olmamış, depo çıkışında öyle bir malzeme bulunmamış...

Faturaya göre; bakım onarım var, ama bakım onarım yapıldığı gösterilen bina dökülüyormuş.

Kağıt üzerinde bakım onarım yapılmış, faturası kesilmiş ve parası ödenmiş.

Afiyet mi olsun, zehir mi olsun, ne olsun?

Hangisi?

Hikaye bu…

Şimdi herkesin aklına yapılmayan onarım ve bakımdan ziyade faturanın karşılığında çıkan para ne olmuştur diye bir soru gelmiştir?

Ne olacak ki?

Çatır çatır yemişlerdir…belki de villa almıştır, belki de yurtdışına çıkartmıştır…

Asıl sorulması gereken soru şu; şerefi olan bir yönetici bunu yapar mı?

Yanlış anlaşılmasın, hikaye bu…

 

*

Hikaye devam ediyor…

Devletin bir kurumu, bir başka kurumun acil ihtiyacı olan duvarı yapmıştır, fatura kesmemiştir…

Tamamen karşılıksız hizmet…

Sonra bedava duvar sahibi olan o başka kurum, o işi ihale yapmış gibi faturalandırıp, onarım-bakım işi diye faturalandırmış…Yani bedavaya sahip oluğu duvarı sanki kendisi yaptırmış gibi…

Fatura kesildiğine göre para çıkışı olmuştur…

Ne iş?

Ama hikaye bu….

 

*

 

Hikaye noktalanmadı, devam ediyor….

Faturaya göre; kuruma bir depo dolusu temizlik malzemesi alınmıştır…

Ama depo bomboşmuş…

Hatta… Temizlik malzemesini kullanacaklar da o binada yokmuş…

Çünkü pandemi varmış, bomboşmuş bina…

O boş bina her gün doluymuş gibi temizlenmişte temizlenmiş, temizlenmişte temizlenmiş…

Fatura var, ama faturadaki malzeme yokmuş…

Yani malzeme alınmadan fatura kesilmiş, para çıkışı olmuş… Fatura kesenin deposunda öyle bir malzeme çıkışı yoktur, deposuna öyle bir mal giriş ve çıkışı da olmamış.…

Bu hikaye çok uzun... Gerisi var daha!!!

16 Ocak 2022 Pazar

En son oltaya Ahmet Hakan düştü…

Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde önce Yavuz Donat oltaya düştü…

Yavuz Donat’ın yazdığına göre; meğer Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde makam arabası yokmuş da rektör hanım, kocasının özel aracını makam aracı olarak kullanıyormuş…

 

Tabii yersen…

 

Yalan…yalan…yalan…

44 AB 001 plakalı kiralık Mercedes araç üniversite kurulduğu ilk günden beri 44 A 002 resmi plakalı makam aracı olarak kullanıldı.

 

Hatta üniversiteye ait bazı araçlar Malatya dışında, Ankara’da, başkentte rektörün çocuğunun okulunun önünde resmedildiğine dair paylaşımlar bile haberlere konu yapıldı.

 

Üniversiteye ait araç Ankara’da, rektörün çocuğunun okulunun önünde ne geziyordu?

Eğer birileri Ankara’yı su yolu yapıyor ve haftalarca, sorumlu olduğu Malatya’daki kuruma uğramıyorsa bir zahmet kendi aracı ile Ankara’ya gidip gelsin.

 

Tabi kendi aracı ile gidip geliyorsa…

 

Hani şu PTS uygulaması var, şehirlere ve yollara giriş çıkış yapan tüm araçların plakalarını tek tek kaydediyor….

 

Akaryakıt alındığı zaman tüm araçların plakaları direk emniyetteki ekrana düşüyor.

Yine; Emniyetten koruma alınıyor, korumaların görevlendirmeleri de kaydediliyor.

 

Yalan söylemeye gerek yok….

Devlet sağlam çalışıyor…))

 

Belki bu yalanları söyleyen bunları bilmiyordu….

Ama, Yavuz Donat’ın bilmesi gerekirdi.

 

Yavuz Donat’ın enişteye şunu da sorması gerekirdi: “Yahu sen Ankara’da görev yapıyorsun, hangi izin ve görevlendirme ile Malatya’da bulunuyorsun?”.

 

Bir de şunu eklemesi gerekirdi Donat’ın, “Türkiye Cumhuriyeti senin arabana mı muhtaç kaldı enişte efendi? Sen Türkiye Cumhuriyeti’ni aciz göstermeye utanmıyor musun?”.

 

Ama soramaz, çünkü Yavuz Donat gazeteciliği “her dönemin adamı olma gazeteciliği” özelliği taşıdığı için, soru sormayı, sorgulamayı düşünemez.

 

Hatta şöyle diyelim: Düşünür de sormaya ihtiyaç duymaz. Çünkü, o da biliyor aslında enişte efendinin konuyu saptırdığını….

 

Ama işte, ahbap – çavuş ilişkisiyle ve siparişle köşe yazısı yazıldı mı böyle oluyor...

 

Tabii bu yazıların karşılığında kitapçılarda alıcı bulamayan Yavuz Donat’ın kitabından çok sayıda satın alıp oraya buraya bedava dağıtırsan, yıkama – yağlama, yalan – yanlış gırla gider…

 

***

Yavuz Donat’tan sonra Hürriyet Yayın Yönetmeni de Aysun Bay Karabulut ve enişte efendi hakkında, yine siparişle bir PR, bir güzelleme yazısı yazdı.

 

AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın, “Rektör bacım Malatya’da çuvalladı, şuna bir omuz ver de biraz olsun kamuoyunun gözünü boyayalım” diyerek Ahmet Hakan Coşkun’a yazı ve söyleşi siparişi verirse, bu güzellemeler yayınlanır.

 

Yoksa Ahmet Hakan oltaya mı geldi?

 

Ahmet Hakan’ın düşüşü çok acayip olmuş…

İnsan yere düşer…

İnsan yüksekten düşer…

Ama Ahmet Hakan oltaya nasıl düştü, anlamadım…

 

Ahmet Hakan aynen şunları yazdı; “Öğrendiğim anda acayip mutlu oldum: Meğer Rektör Aysun Bay Karabulut’un kendisi Sünni, eşi Ercan Karabulut, Alevi imiş. Ne güzel yahu! Önyargı dediğin işte böyle kırılır. En başta tepkilerle karşılaşmış Aysun Hanım. Ama diretmiş ve evlenmiş Ercan Bey’le. Tepkilere aldırmamış. Ve onlar, üç çocuklarıyla mutlu mesut bir aile.”

 

Bu ne yahu!..

 

Eyyyy… Ahmet Hakan, Alevi-Sünni evliliği Anadolu’da bin yıldır var…

Bin yıldır Alevi-Sünni evliliği yapılıyor…

 

O senin dediğin ön yargı bu ülkede yoktur…

O senin dediğin güzellik binyıldır Anadolu’da gururla, onurla yaşıyor, yaşatılıyor…

 

Bir rektör, bir üniversite yöneticisi neden “uluslararası bilimsel başarıdan bahsetmez de” gidip direkt “kocasının mezhebinden” bahseder…

 

O rektörün Malatya’da kimse kocasının mezhebini sorgulamadı, sorgulayamaz da…

 

Ama görev süresi içinde edindiği iddia edilen mal varlığı sorgulanıyor, üniversitedeki iş ve işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı sorgulanıyor.

 

Bu rektörün haftalarca Malatya’ya gelmeden, üniversiteyi Ankara ve İstanbul’dan idare etmeye çalıştığını, bunun hesabının neden sorulmadığı sorgulanıyor.

 

Bu rektörün yaptığı atamalar sorgulanıyor, bu rektörün temizlik elamanı olarak aldığı personeli akademisyen yapması sorgulanıyor, sen bunu biliyor muydun Ahmet Hakan?

 

O rektör, kocasının mezhebi sorgulanmadığı için rektör oldu. Bundan daha iyi güzellik olabilir mi?

 

Mesele “mezhep” değil, mesele “yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına” cevap veremediği için konuyu saptırmaktır.

 

Medyaya, basına rektörlük görevinin 2,5 yılı içinde Ankara’nın en pahalı sitesinde süper lüks villa, İzmir’de en pahalı sitede süper lüks villa ve Malatya’da yine süper lüks villa sahibi olduğu iddia edilen o rektör ve kocası şimdiye kadar “Bizim böyle bir mal edinmemiz olmadı” diyemedi, yalanlamadı, inkâr etmedi.

 

Anladın mı şimdi?

 

Malatya büyükşehirdir, ama herkesin herkesi tanıyabileceği kadarda küçüktür.

Yahu bu Anadolu’nun bir gerçeği…ön yargı-margı yoktur…

 

Sadece usulsüzlük iddialarının hesabını kamuoyuna vermeyenlerin konuyu saptırması var…

Ahmet Hakan, senin bu kadar oltaya düşeceğini bilseydik, yakın zamanda bir düğünümüz oldu, birisi Alevi-birisi Sünni’ydi, senide davet ederdik. Ama bilmiyorduk, bir daha düğünümüz olursa söz seni davet edeceğiz.


***

Gelelim şu “acı kayısı çekirdeği ekstresine”

Ahmet Hakan, bu ekstre uzun yıllardır Amerika’da üretiliyor ve dünyanın her yerinde satılıyor…

İlk defa yapılmış, icat edilmiş bir şey yoktur ortada.

 

 

 

***

Anadolu’daki bir üniversitenin rektörü, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanından daha fazla Ankara’da bulunuyorsa, aslında YÖK ve YÖK Başkanı Erol Özvar’da tartışılmalıdır.

Yada Sayın Özvar idari personeline dikkat etsin….Ben Vakko diyeyim, gerisini Sayın Özvar anlasın…Ben yılbaşı diyeyim, gerisini Sayın Erol Özvar anlasın…

Ben hediye diyeyim, gerisini anlayan anlasın…